Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Lideri Ali Babacan, Fox TV’de yayınlanan İlker Karagöz ile Çalar Saat programında gündemle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Güçlendirilmiş Parlamenter sistem üzerinde anlaşan altı siyasi partinin en kıymetli vaadinin ‘demokrasi’ olduğunu belirten Babacan, cumhurbaşkanı adayı konusunu seçim yaklaşınca konuşacaklarını söyledi.
“Dünkü toplantıda aldığımız bir öteki kıymetli karar, altılı masanın ortak çalışmalarının daha yeterli bir bağlantıyla kamuoyuna sunulması için bir kurul oluşturulması. İrtibat, başlı başına bir iş. Dünkü masada bağlantıyla ilgili mekanizmayı da kurma kararını aldık.
Geçiş sürecinin yol haritasını çalışıyoruz. Yani bu Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem amacımız var ya birinci seçimde bu gayeye ulaşıncaya kadar, yani parlamenter sistem Anayasa ile yürürlüğe girinceye kadarki o geçiş sürecinde ülke nasıl yönetilecek? Onu da çalışıyoruz şu anda. Geçiş sürecinin nasıl olacağına karar vermeden esasen adayla ilgili rastgele bir tartışmaya girmenin yanlış olacağını düşünüyoruz. Zira evvel sistem, evvel ülkenin nasıl yönetileceği, nasıl bir anayasa hedeflediğimiz… Evvel sistemi konuşup işi tanımlamamız lazım. Parlamenter sisteme geçene kadar seçilecek cumhurbaşkanı ülkeyi nasıl yönetecek? Şu andaki sistem üzere ‘ben aklıma iyisi yaparım’ mı diyecek, yoksa kendini destekleyen partilerin görüşü ile onlarla istişare içerisinde mi bir idareye üslubu ortaya koyacak? Bütün bunları belirlememiz gerekiyor. Bunları belirlemeden isim üzerinden bir tartışmayı çok yanlış buluyoruz. Öncelikle ne yapılır? Bir kurumu oluşturursunuz, kurumsal yapıyı sağlamlaştırırsınız, ondan sonra kurum için insan kaynağı yapısına bakarsınız. Şu anda biz, öncelikle kurumsal yapıyı çalışıyoruz. Koskoca devlet yapısını çalışıyoruz. Geçiş sürecinde ülkenin nasıl yönetilmesi gerektiğini çalışıyoruz. Bunlar bittikten sonra, ‘Peki haydi bakalım, bu işi en uygun kim yapar’, onu konuşmaya başlayacağız. Birkaç ay daha, altılı masadan kimse somut isim beklemesin. Her toplantımızda, ‘bu toplantıda aday ortaya çıkacak mı, çıkmayacak mı’ diye beklenmesin. Zira biz bunu aslında ilan ettik. ‘Bu sürecin sonunda, seçim yaklaşınca konuşacağız’ dedik.
“Seçimlerde 5 yıllık bir paket sunalım”
Ülkeyi çok sık seçimlerle yormayalım. Vatandaşlarımıza beş yıllık paket sunalım ve beş yıllık eksiksiz tahlile takviye isteyelim. Cumhurbaşkanı adayıyla, geçiş sürecinin yol haritasıyla, öncesi ve sonrasıyla tertemiz bir program oluşturalım. Altı parti mutabık kalalım ve bu plan için vatandaşlarımızdan takviye isteyelim. Bilinmeyene, meçhule dayanak istemek, seçimlerde yanlışsız bir strateji de değil.
“Vatandaşlarımız en uygun aday konusunda görüş birliğine ulaşacaktır”
Aday isimlerinin ortalıkta dolaşmasını, kamuoyunda bir tartışma sürmesini sıhhatli görüyoruz. Mümkün cumhurbaşkanı adaylarıyla alakalı toplumun ‘olur’ ya da ‘olmaz’ biçiminde değerlendirmeleri ülkeyi ortak bir kanaate hakikat götürecek. Vatandaşlarımız, ülke için en düzgün aday konusunda görüş birliğine ulaşacaktır.
“Üretiriz, çalışırız, hasarı kapatırız”
Hasar var. Ülke büyük bir ziyana uğradı ancak kıymetli olan üretmektir, çalışmaktır. Biz üretiriz, çalışırız, o hasarı kapatırız. Yolsuzlukları da israfı da önleriz. Bu ülkeyi en kısa müddette ayağa kaldırırız. Kimsenin kuşkusu olmasın.
“Ülke kanatlanıp uçacak”
Seçim günü geldiğinde vatandaş son kelamını söyleyecek. Göreceğiz ki milleti aldatma üzerine yürüyen siyasetler ve zulüm üzerine işleyen uygulamalar artık siyasi tarihimizde geçmiş olarak kalacak. Türkiye, yesyeni ufuklara hakikat yol almaya başlayacak. Bu ülke, çok çabuk ayağa kalkacak. Bu ülke yürüyecek, koşacak, kanatlanıp uçacak. Bu ülke bunu daha evvel yaptı, tekrar yapar.
“Zammı kendileri veriyor da enflasyonu kim üretiyor”
Artırımı kendileri veriyor da bu enflasyonu kim üretiyor? Enflasyonu hükümet değil de diğer birileri mi çıkarıyor? Enflasyon, devletin vatandaşın cebindeki paradan çalmasıdır. Enflasyon, karşılıksız para basmakla, Merkez Bankası’nın döviz rezervini kapalı gizli satıp döviz kurunu patlatmakla oluşur. Dünyanın her yerindeki enflasyon muhakkak. Yüzde 3, 5, 7… ‘Dünyanın her yerinde enflasyon var, bizde de enflasyon var’ diyen hükümet palavra söylüyor.
“Ekonomi büyüyorsa refah hissesi verilmeli”
TÜİK’e düşük enflasyon açıklattırıp düşük enflasyon kadar emekli ve memur maaşını, taban fiyatı artırıyorsanız bu, en büyük aldatmadır. İnsanlara yapılmış en büyük zulümdür. Gerçek enflasyon neyse maaşları en az o kadar artırmak zorundasınız. İktisat büyüyorsa büyümeden refah hissesi olarak artı bir şeyler vermeleri lazım. Maaş artışlarının, sabit gelirli vatandaşlarımızın gelirinin ‘gerçek enflasyon artı refah payı’ kadar artırılması lazım.
Vatandaşlarımıza soralım; TÜİK’in açıkladığı yüzde 78 enflasyon mu gerçek, yoksa ENAG’ın açıkladığı yüzde 175 enflasyon mu hakikat? Sav ediyorum; üç vatandaşımızın en az ikisi yüzde 175’in gerçek olduğunu söyleyecektir. Devletin kurumu utanmadan yüzde 78 açıklıyorsa bu ülkeye yazık. İtimadı oluşturmadan ekonomiyi düzeltemezsiniz. Evvel, konuşunca doğruyu söyleyeceksin.
“Bazı isimleri paratoner üzere bakan diye ortaya koyuyor”
Sayın Erdoğan, birtakım isimleri bakan diye ortaya koyuyor. Paratoner üzere. ‘Eleştirecek olanlar onları eleştirsin’ diyor. Sayın Erdoğan’ın üzerindeki reaksiyonun bir kısmı bunlara yöneliyor. ‘Öldük, bittik’ diyen ülkenin emeklisi, minimum fiyatla geçinmeye çalışan vatandaşları, yarı aç yaşayan öğrenciler. Emekliye, minimum ücretliye, öğrencilere mi ‘kapak yaptık’ diyor? Bunlar ne dediğini bilmiyorlar.”
