İstanbul’daki meslek liselerinde yakılan meşalenin 81 ile yayılmasıyla ortaya apayrı bir öykü çıktığını lisana getiren Özer, meslek liselerinin yüzde 95 doluluk oranına ulaştığını kaydetti.
Mesleki eğitimin kıymetinin salgında daha da ortaya çıktığına işaret eden Özer, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Mesleki okul öğrenci ve öğretmenleri maske, dezenfektan, teneffüs aygıtı ürettiler. Hatırlarsanız Bursa’da Tophane Tekirdağ Lisesi’nde süratli antiseptik ürettiler. Mesleksel eğitim okullarımızda 200 milyonluk yıllık gelirlerden, 1 milyar 162 milyonluk gelir kapasitesine ulaştık. Bir taraftan eğitimin kalitesini artırırken başka taraftan üretim kapasitesini artırmaya ve inanılmaz şartlarda toplumun gereksinim duymuş olduğu eserleri üretebilir duruma getirdik. Böylelikle iş gücü piyasasıyla entegrasyonu da sağlamış olduk. Ülkelerin kalkınmasındaki en kıymetli alan olan fikri mülkiyet ve sınai haklar alanına girdik. Şayet siz katma pahası yüksek olan eserler üretemezseniz, dünya ile rekabet etmeniz mümkün değil, yalnızca güçlü ülkelerin taşeronu olabilirsiniz. İşte mesleksel eğitimde mütevazı başlangıçlarla patent, yararlı model, marka tasarım tescilleriyle ilgili çok kıymetli adımlar atıldı. Ulusal Eğitim Bakanlığının 2022’nin birinci 5 ayında almış olduğu tescil sayısı 7 bin 200.”
Bakan Özer, artık meslek liselerinde farklı bir ekosistem olmaya başladığının altını çizerek, “Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle külliyede 50 Ar-Ge merkezinin açılışını yaptık. Meslek liselerinde Ar-Ge merkezleri kurduk, şu anda 55 Ar-Ge merkezimiz var. Meslek liseleri yurt dışına ihracat yapmaya başladı. Bunlar çok değerli adımlar. 25 Aralık 2021 prestijiyle üç kıymetli kritik değişiklikle, patronlar üzerindeki 3308 sayılı kanunla, çırak aldığınız vakit minimum fiyatın yüzde 30 hissesini verme külfetini kaldırdık, büsbütün devlet olarak üzerimize aldık. Birebir vakitte 3. sınıfa geldiği vakit kalfaların almış olduğu minimum fiyatın yüzde 30’unu da yüzde 50’ye çıkardık. Bugün çırak-kalfa sayısı 510 bin, 2022’nin sonunda 1 milyona çıkartacağız. ‘Çırak, kalfa bulamıyorum’ retoriğini sanayicilerle birlikte tarihe gömeceğiz.” sözlerini kullandı.
Mesleki eğitimde yeni öyküler yazacaklarını vurgulayan Özer, şunları kaydetti:
“Çözüm üretmemiz gereken bir kitlemiz var. İşte mesleksel eğitim merkezinde bu kitleyi mesleksel eğitimle buluşturup orijinal bir açılım yaparak 2023’te OECD ortalamasını yakalayacağız. Biz el ele verdiğimiz vakit, bu hoş ülkede çözemeyeceğimiz hiçbir sorun olmadığına inanıyoruz. Kâfi ki samimi bir halde el ele verelim. Kâfi ki samimi bir formda birbirimize takviye olalım, sırt verelim ve bir arada yürüyelim. O yürümede ortaya çıkan kıssaları ben inanıyorum ki yeni muvaffakiyet kıssalarıyla taçlandıracağız. Ben onun için bugün burada olmayı çok istedim. Sizlere teşekkür etmek için, sizlerle bir arada yol yürüdüğüm için mutluluğumu tabir etmek için buraya geldim. Hepinize çok teşekkür ediyorum. İSO’nun 70’inci yıl dönümünü kutluyorum. 1952 yılında başlamış olduğu seyahatte, gelmiş olduğu araları görmek hakikaten çok büyük memnunluk veriyor, geleceğe umutla bakmamızı sağlıyor, ülkenin her ne kadar bu günlerde zorluklar geçirse bile birlik, beraberlik içerisinde bu türbülansları da atlatabileceğine inancımızı daha çok perçinliyor.”
